SPOR SALONU PROBLEMLERİ
- serkan başaran
- 15 Ağu
- 1 dakikada okunur

En başından şunu söylemeliyim aşağıda yazacaklarım en iyi işletilmeye çalışılan, işine özen gösteren spor salonlarında dahi olabilir. Bir zamanlar minik bir fitness salonu sahibi olarak bunu açık bir şekilde söylemeliyim. Tabiki kusurların en aza indirebilmek sadece salon çalışanlarının değil üylerinin de sorumluluğu yani bu karşılıklı anlayış ve kurallara uymayı gerektiren bir oyun.
Burada başlıca birkaç tanesinden bahsedeceğim. En sevmediğimden başlayayım; 1-yüksek sesle konuşmak, telefon görüşmeleri. Tam konsantre olmuş setinize başlayacakken yanınızda biri bu şekilde telefon görüşmesi yaptığında kulaklarınızın zarına biri balyozla vuruyor gibi hissediyorum. Müthiş derecede rahatsız oluyorum.
2- Ter kokusu. Ter koktuğunuzu ve birinin size bunu söyleyediğini düşünün... Acı bir durum. Söyleyen için bunun ne kadar zor olduğu ortada söylenecek gibi birşey değil ama belli ki dayanma sınırlarının ötesine geçilen bir koku.
3- İşgal edilen ekipmanlar. Baş aktör genelde kablo istasyonları cablecrossover veya smith machine oluyor. Ne zaman giderseniz gidin bir şekilde o kişi orada ve bırakmıyor, son seti bir türlü bitmeyen o kişi lütfen bırak artık şunu.
4- Eğitmen üyelerimiz. Bazı acil durumlarda müdahil olmalarına birşey diyemem hatta iyi bile olabilir. Ama durduk yerde birilerine şöyle kaldır, böyle yap, yanlış yapıyorsun diyen üyeler ne kadar rahatsız edici olduklarının farkındalar mı acaba? Sözüm ona bir egzersizi yanlış yapan kişiyi düzeltecek olan eğitmendir. Evet eğitmenler de gözden kaçırabilir bazı şeyleri ama durmadan birilerine karışılması hoş değil.
5- Yere atılan, geri yerine bırakılmayan o dumbelllar. Spor kültürünü alamayan o kişiler onlar. Ya da parasıyla salonu satın aldığını mı düşünüyor nasıl bir bilince sahip bilemiyorum. Kimse sizin hamalınız değil.




Yorumlar